top of page

Seyahat günlüğümden: Granada

Güncelleme tarihi: 28 Tem 2023

Granada ’da ilk önce Alhambra’yı ziyaret ettik. Alhambra, oryantal süslemeler, geometrik desenler, mozaikler, alçı işleri ve işlemeli kemerler gibi muhteşem detaylara sahipti. İçerideki avlular, suyun serinletici sesiyle birleştiğinde gerçekten de çok huzurlu bir atmosfer oluşturmuştu. Burada sultanların yazlık ve kışlık sarayları bulunuyordu. Saraylarda özel odalar, muhteşem avlular, bahçeler ve havuzlar vardı. Her yer yemyeşildi. Çok sayıda bitki türü vardı. Muhteşem bir atmosferdi.

Granada Katedrali, Gotik katedrallerden biri olup iç süslemeleri dikkat çekiciydi. Kraliçe Isabel ve Kral Ferdinand'ın mezarları da buradaymış. Özellikle İspanya’da bir tura katılıyorsanız kraliçe İsabel’in adını sıkça duyarsınız. Lakabı ise “Kirli İsabel” miş... Çünkü Isabella sadece evlenirken ve doğumunda banyo yapmış. Bunun nedenini ise rehber o dönemde hastalıkların suyla yayıldığına yönelik inanç şeklinde yorumlanıyor.

Günün akşamında flamenko müziği ve dansı ile ünlü olan Sacromonte'ya gittik. Üç kişilik bir flemenko dansı gösterisiydi. Danscılar dans ederken sanki sadece bedenleri değil ruhları da dans ediyordu. Ayakkabılarıyla çıkardıkları ses, yüzlerinin aldığı ifadeleri izlerken sanki başka bir âleme geçiyor gibi hissedebilirsiniz kendinizi. Tünel görüntüsünde olan bu mekân gibi yan yana birçok mekan vardı. Flemankonun merkezi gibiydi burası. Gösteri bittikten sonra San Miguel Alto tepesine gidip gündüz ziyaret ettiğimiz Alhambra Sarayını ve kenti panoramik seyredecektik. Araca bırakıp 15-20 dakika yürüdükten sonra tepeye vardık. Rehber on beş dakikalık serbest zaman verdi. Resim yapan bir sokak ressamı görmüştüm. Resimlerden çocuklarım için almış ressamın imzalaması için sıra bekliyordum. Zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Dans sonrası tepeye vardığımızda saat 12.30 civarıydı. Turun ilk günüydü kimse birbirini tanımıyordu. Arkamı döndüğümde grup gitmişti. San Miguel Alto tepesinde yer alan kafeler sandalyelerini toplamaya başlamıştı. Etrafa baktım meydanda kimse yoktu. Biran sanki herkes kaybolmaya başlamıştı. Telefonum çekmiyor, internete giremiyordum. Saat gecenin 01.30’u olduğunda hala taksi bulamamış tepede kalan son birkaç çift ile çözüm bulmaya çalışıyordum. Hayatımda hiç o kadar sakin kalmamıştım. Sonunda ben rehbere oda bana ulaşmıştı. Maalesef rehber sayım yapmamış ve ilk gün kimse birbirini tanımadığı için tamamız diye otele hareket etmişlerdi. Sonunda ulaşabildiğimde rehber ve ekip otele varmak üzereydi. Siz taksiyle gelin dedi. Sanki taksi bulabilecekmişim gibi. Sonunda polislerin desteği ile bir taksi bulup otele dönerken torunlarıma anlatacağım deneyimim oldu diye gülümsüyordum. Sabah gruptakiler duymuş. Tabi rehberin geride bıraktığı ne ilk ne de son kişi değildim. Ama tek başına gece yarısı geride yalnız kalmış olan tek kişiydim. Sanırım en şanlı bendim. Hayatımın deneyimiydi.


Comments


bottom of page