Kültürel farkındalığımı geliştirmek için çıktığım bu yolculukta bana eşlik etmek ister misiniz?

Yirmi yılı aşkın bir süredir farklı dini inançları araştırmakla başlayan sürecim kültürel farklılıklar, yaşam biçimleri, iletişim biçimleri kısaca kültürel yaşama dair ne varsa araştırmakla geçti. Öyle bir noktaya geldim ki gece uyumadan farklı kültürlere, ilkel kabilelere, dinlere yönelik bir video izlemeden uyuyamaz oldum. Artık birçok ilkel kabilenin reisini tanır olmuştum:)) Büyülü bir dünyaya girmiştim. Uçsuz bucaksızdı... dinler, diller, ırklar, ritüeller, beslenme biçimleri, evlenme biçimleri, toplumsal cinsiyet algıları ve toplumsal kurumlara yüklenen anlamlar... Her şey farklı bir işleyişe sahipti... Öğrendikçe daha çok, daha çok öğrenmek istiyordum. Artık izlediğim filmleri, dizileri, belgeselleri kültürel içeriğe göre seçiyor, okuduğum kitaplardan kültürel ögeleri ayıklıyordum. Verdiğim dersin adı önemli değildi artık. Her konu kültüre çıkıyordu benim için... Kültürü dışlayan hiçbir oluşumun başarılı olamayacağının farkındaydım. Kültürel yeterliliğimi geliştirmek için çabalamam gerekiyordu. Kolay değildi ailemin, akrabalarımın, komşularımın, arkadaşlarımın, televizyonun, radyonun, kitapların hatta öğretmenlerimin kazandırdığı önyargılarım vardı. Onlarla mücadele etmem gerekiyordu. İlk önyargılarımı komşu ilimiz olmasına rağmen yaşam biçimlerimizin birbirine hiç benzemediği Erzurum'da yenmiştim. Farklı bakarken farklı bakılmanın ne olduğunu öğrenmiştim. Koskocaman on beş yılda hayatımda çok şey değişmişti. Şimdi bakınca geriye ne çok şey deneyimlemişim diyebiliyorum. Çok şanslıymışım şimdi daha iyi fark ediyorum. Kültürel yeterliliğimin gelişme sürecine sadece Erzurum değil doğup büyüdüğüm Kars ve lise eğitimini tamamladığım Ağrı'da katkı sağlamıştı. Sonrasında ise Çanakkale. Başka bir dünya idi benim için Çanakkale Erzurum'dan sonra. Burada da önyargılar vardı. Ama sanki yön değiştirmişti... Kültürle dopdolu geçirdiğim aynı zamanda yazıp çizmeye başladığım yirmi yılı aşkın bir süre... Dile kolay...

Soruyorum bazen kendime gerçekten kültürel yeterliliğin basamaklarını tırmanabildim mi diye! Emin olduğum tek bir şey var. İnsanları kültürlerinden dolayı ötekileştirme defterini sonsuza kadar bir daha açmamak üzere kapatmak için hala çalışıyorum. Önem verdiğim tek şey var karşıdakinin iyi insan olması. Onun dışında hiçbir şey beni etkileyemiyor. Bunu başarmanın verdiği mutluluğu tarif edemem... Hem de hiç... Bu nedenle sanırım yaptığım kültürel yeterliliği geliştirme eğitimlerimde ve kurslarımda de birileri hep bende kendi kültüründen parçalar buluyor. Doğru da... Çünkü ben içimde tüm kültürlerden bir parça taşıdığımı hissediyorum. İçimde onlarca din, ırk, etnik yapı barındırıyorum. Öğrencilerimin, meslektaşlarımın önyargılarının farkına varması için çabalıyorum. Çabalamam ve gelişim sürecim ölene kadar sürecek...

Bloğumda yazdığım yazılarla kültürel yeterliliğini geliştirmek isteyen öğrencilerime, meslektaşlarıma ve bu konuya ilgi duyanlarla yoluma devam etmek istiyorum. Birlikte kültürlerarası hoşgörünün tüm dünyada yayılmasına katkı sunmak için bu yolculukta bana eşlik eder misiniz?