Seyahat günlüğümden: Valencia

Valensiya, tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra modern mimari ve bilimsel gelişmeleriyle dikkat çeken bir kentti. En çok dikkatimi çeken yer ise “Bilim ve Sanat Şehri” olmuştu. Bu şehirde gösteri salonu, sinemanın yanı sıra gezegenlerin incelendiği, sergilendiği veya simüle edildiği bir yer bulunuyordu. Havuzun içi de dâhil birçok yere konumlandırılmış insan objeleri bu yerleşkeye farklı bir hava katmıştı. Kampus görüntüsü veren bu şehir bilim, teknoloji, sanat ve eğlenceyi bir araya getirmişti. Turistler içinde cazibe merkezlerinden biri olmuştu.

Merkezde kurulmuş tezgâhlarda satılan meşhur alkolsüz süt kıvamındaki içecek “Horchata” bu şehirde meşhur içecekler arasındaydı.

Valensiya güzel plajlarıyla da ünlü bir şehirdi. Denize girilmeyecek denildiği için plajların yanında denizi seyrederek zaman geçirdik. Tur grubundan kıyafetleriyle deniz atlayan tatlı öğretmen saymazsak:)) Bir de zamanında gelmediler diye rehberin plaj da bıraktığı iki kadını unutmamalıyım. Madem unutulduk gidip mayo satın alıpta denize girelim bari demişler. Akşama kadar denizin keyfini çıkarıp akşam da taksiyle otele dönmüşlerdi. Sanırım günü en güzel onlar tamamlamıştı.

Valencia dünyanın en dar apartmanına da sahipti. Dar sokaklarda yaptığımız yürüyüşlerde eski evlere sanki etamin işlenmişti. Sokaklar rengârenkti.

Gotik tarzı kilise de kentin meydanında ilgi odağındaydı. Meydanda çok sayıda kafe ve restoran vardı. Maalesef Portekiz de olduğu gibi burası da vejetaryenler için çok fazla yemek seçeneği sunmuyordu.